top of page

Büktüm Kulağını Sensizliğimin

BÜKTÜM KULAĞINI SENSİZLİĞİMİN


O kalbin yeri bu ırmağın yanı sanmıştım, yanılmışım.


Bitti!

Oysa ki…

Benim, sen için yeterince nedenim vardı. Güzel insanımdın sen benim. Bakışlarımdaki mânâ, yüzümdeki tebessüm, nefesimdeki rüzgârımdın sen benim. Varlığın beni bağlardı. Ama gittin!

Oysa…

Gözlerimi sabaha açtığımda, çaya arkadaş, geliyordun aklıma. Günün ilk sigarasını yakan ateş oluyordun başucumda. Günü gün yapan şarkının nakaratı oluyordun kulaklarımda. Daha bana gülümseyen ilk insanda görünüyordun bana ve ben de, ‘sen’ diye gülümsüyordum, sonrasında her karşıma çıkana.

Gün ilerleyip güneş sıcacık duygular salarken yeryüzüne, elin elime değmişcesine hatırlayıveriyordum seni.

Günüm bitip uyuduğumdaysa, rüyalarıma girip yârim oluyordun, gerçeğimden sıyrılıp en güzel düşüm oluyordun.

Ama bir gün, yittin!

Oysa ki…

Bir çizgi romandı aramız. Yazan, çizen, seven: ben. Sendin benim en şahane karakterim.

Ve fakat bitti(n).

Şimdi, büktüm kulağını sensizliğimin.

Ve tekrar sensiz bir yaşama çömeldim yavaşça, kıyısında sebepsiz mutluluklara uzandığım o güzel gözlerinin çoook uzaklarında.

Bir başka Eylül’deyim şimdi, seni görmüşcesine gülümsemeyi beceremeyerek. Bir başka yerdeyim ne yazık, çalan müziklerin seni anımsatmasını engelleyemeyerek.

Ve bunun belki de en yürek kakan kısmı; şimdi artık bir başka sensizlikteyim, sensizlikler arasında seçim yapmayı hiç istemeyerek.

Düşünülmemiş zaferimdin sen benim.

Ama bir gün ansızın kaybettim.

Oysa ki...


Eylül, 2001


© 2024 by Cüneyt ANGIN.
bottom of page